SENDEDİR

 (Üstadımız Rıza Tevfik Bölükbaşı'nı rahmetle yad ediyorum)

Gel gönül seninle girelim bağa

Sabır melekesi cânan sendedir

Hayat lambasıyla çıkıp kaf dağa

Hay Allah ille hû! yanan sendedir

*

Lâfı güzâfını san'attır sanma

Horozda teleği kanattır sanma

Kibr-i kebairi onattır* sanma

Beyhûde kabarma yalan sendedir

*

Vehminle dolaşıp sebep aşarsın

Ardışık fikrinle taştan bir şarsın

Kibrinle birlikte hep bön yaşarsın

Zavallı nefsini yoran sendedir

*

Nefis mükerremdir idrakin yetmez

Say'e sarılsanda beş para etmez

'Bilenle bilmeyen' savaşı bitmez

Tufanlar sindiren boran sendedir

*

Galat-ı meşhuru* gerçek sanırsın

Masal devlerini gökçek sanırsın

Rûzigâr gülünü erçek* sanırsın

Muhâl edilecek soran sendedir

*

Hakkı sorar isen dön özüne bak

Fücur, fitne, kibir cümlesini yak

Güncelik söylemi telaşı bırak

Üç günlük dünyayı yoran sendedir

*

Hırsını teskin et sui-zan etme

Aman dileyeni bırakıp gitme

Hor görüp kimseyi yanından itme

Müsâvat rehberi Kur'an sendedir

*

Duydum unutmuşsun baba ocağı

Şu münbit memleket ucu bucağı

Hem vatan hemi de ana kucağı

Beşer değil misin n'isyan sendedir

*

Havva'yı kandırdın diyelim öyle

Kur'an da yok amma sayalım öyle

Dünyaya yalanı yayalım öyle

Sürüngen tuzağı yılan sendedir

*

Menkıbe uydurdun âmel eyledin

Cennete narh koydun bedel eyledin

Yanmaz kefenleri imal eyledin

Kırkayak zehirli çiyan sendedir

*

Filozof üstâdım söylettin bizi

Galiba berzâhta güldürdük sizi

Vallahi var daha dert dizi dizi

En beliğ mükerrem beyan sendedir

BEŞİROĞLU .. 25.08.2021

________:

ONAT*: İyi, güzel, düzgün yaradılışlı, dürüst.

GALATI MEŞHUR: Doğru bilinen yanlışlar.

ERÇEK: Değirmen mili.

KOŞMA

Seherde saba'yla uyardın beni

Yoğalttın ruhumu har ile Hocam

Huşuyla yöneldim dinledim seni

Rahmet menbâını kar hele Hocam

*

Tozun da buzun da hepsi kabülüm

Şen değil ötmüyor bağ da bülbülüm

Nicedir halların nadide gülüm

Şi'rime bir kulak ver hele Hocam

*

Sılâi rahime geldim kapına

Müdrikim billahi kadim tapuna

Ne oldu kehkeşan salaş yapına

Sırrını meydana ser hele Hocam

*

Gördüğüm manzara hayal mi nedir

Harab-ı harabat içinde şehir

Rehnolmuş bir ranta verilmiş nehir

Talana göğsünü ger hele Hocam

*

Ah nice ibretlik hallare kaldın

Dünyevi telâşe hayale daldın

"Ülkede eşin yok", ipek bir şaldın

Ne menem bir haldir şer hele Hocam

*

O kadim şehirin nanesi yenmiş

Çoruh'un ismine yıldırım denmiş

Bir goşa* derede akan su kanmış

Bu gidiş nereye sor hele Hocam

*

Gözledim seherde serin nehrini

Ezanla dinledim elem dehrini

Ne hale koydular senin bahrini

Her yanın körelmiş dar hele Hocam

*

Şehit tepe olmuş har ile harman

Her yüzü çöp dolmuş betondan orman

Kim eylemiş böyle padişah ferman

Saklama söyle sen sır hele Hocam

*

"On iki mehelle" nerede hani

Ören de kalmamış seyredem onu

Alca bayaz idi zıvgası donu

Bar'ımda dizini kır hele Hocam

*

Kalene çıkmaya korktum usandım

Hayalde anınca cennet mi sandım

Burçların üstünden seni kıskandım

Tut beni düşmeden sar hele Hocam

Beşiroğlu.. 22.07.2021

____:

*Bir goşa: Bir avuç..

İNCEDEN İNCE

(Erzurumlu (Bayburt) Emrah ile muhabbet)

Küllenen yaramı kim açar benim

Tüllenir bu demde inceden ince

Ümidim zay olmuş pek nâçar hâlim

Gam tüter bahçemde inceden ince

*

Bismillah ille hû çıkmışım yola

Pîrimden bir medet müyesser ola

Hicranlar mevsimi vermiyor mola

İntizar içimde inceden ince

*

Hicranın mevsimi geldi mi deme

Ruhunu acıtıp yakar hengâme

Gül için andelip girer mateme

Öter penceremde inceden ince

*

Elemler gönülde esrik hezeyan

Nerede o eski neşe heyecan

Yürekte yoğalıp tüterken duman

Söner hançeremde inceden ince

*

Celali Hicrani Zihni yerdeşim

Sırrına muttali yağız kardeşim

Yunus'tan muhavver kadim dervişim

Uzar şeceremde inceden ince

*

Beşir Emrah üstad söyleşti kanda

Bir koşma dilledik aynı zamanda

Hazzına doymadık bitti bir anda

Naçar naziremde inceden ince

BEŞİROĞLU

 

GAMLANMA

Gamlanma kasevet bitmiyor diye,

Nevbahar gelince açar laleler,

Zamanla bu devran döner maviye

Gün doğar toprağa iner jaleler

Sonbahar peşrevi ah şu karakış

Uzun geceleri hüzün taramış,

Ömrünü kısalttı ağyarla yarış

Dem olur gönülde uçar haleler

Aslında güç değil zorlaştıran var

Hayatı zehredip morlaştıran var

Üç günlük dünyayı horlaştıran var

Hırsına sahip ol geçer nâleler

Bu gün isyanına sebep olanlar

Haramla israfla hayat bulanlar

Gündemi güncesi yalan dolanlar

Tanrıdan gün olur bulur belâlar

Sus gönül sızlanma ham zemindesin

Zay etmiş imkânı kâm cemindesin

Maskeli baloda tam demindesin

Sabreyle demâdem biter çileler

BEŞİROĞLU (GAMLANMA)

____:

JALE: Çiy, kırağı.

AĞYAR: dost olmayanlar, yabancı kimseler, eller.

HALE: Huzme, dairemsi ışık, helezon.

NÂLE: Feryat/figan, inilti, sızlanma.

DEMÂDEM: Vakit, zaman.. an be an.

KALMADI

İsyan edeceğim herkesten erken

Bühtanımı anlar izan kalmadı

Çekip gideceğim yâd ellere ben

Günü yaylayacak kazan kalmadı

*

Çaşıtları döğe döğe büyüdük

Albayrağı öğe öğe büyüdük

Kem gözlere söğe söğe büyüdük

Efkâr anlatacak yazan kalmadı

*

Ne had bilir ne de hakikat sefil

Dilinde kemik yok üstelik gafil

Ezbere konuşur hem ebleh cahil

Hakkı söyleyecek ozan kalmadı

*

Elleri koynunda sızlanır durur

Sefâlet el ele başbaşa yürür

Düşler sakağında ayağın sürür

Huzur sağlayacak mizan kalmadı

*

Fikre sığmayacak peşler düşündüm

Zikre uymayacak düşler düşündüm

Başa gelmeyecek işler düşündüm

Dilim dağlayacak suzan kalmadı

Beşiroğlu (KALMADI)

_______;

İZAN: Anlayış, duyuş..

EBLEH: Alık, aptal, budala, akılsız, ahmak.

SUZAN: Yakan, yakıcı, ateşli

Kültigin Taşları

Talih mi açıldı şans mı değişti,

Uyanış destanı yazıldı bu gün

Kromdan putları Kürşad eğmişti,

Öfkemiz taşlara kazıldı bu gün

Kültigin taşları Türklüğe yondu

Uğuz'un budunu güneşe kondu

Kaşgar'dan Ahlat'a yüzünü döndü

Bengü Türk Ayyıldız çizildi bu gün

Üçüncü mevsimde güz eylül olsun

Bir sağa bir sola kösler vurulsun

Kopdağ eteğinde şölen kurulsun

Çeriler yollara dizildi bu gün

Dilime düşünce Şehriyâr sözler

Ah bu deli gönül bilsen ne özler

Ruhuma indirir muhacir közler

Yüreğim ağardı süzüldü bu gün

Görmesin günyüzü tuzak kuranlar

İş başa düşünce geri duranlar

Hırsızla arsızla Halk'a ürenler

Hakkın divânına düzüldü bu gün

Beşiroğlu.. 24.06.2021

Gam Dolu Şinanay

Öyle yorgunum ki ruhum ganmıyor

Hayalim hercümerc firak ne çare

Gam dolu şinanay* fisgem* yanmıyor

Gönülde hezeyan idrak bîçare

*

Felek fır fır dönüp bâd* etti beni,

Sihriyle kandırıp tad etti beni.

**

Şiddet kampanası yüksek rampalar

Şehvet cuşediyor şafak beş erken

Zihinler tarûmar sönmüş lambalar

Zülum gecelere çiy den düşerken

*

Kandili üfleyip tad etti beni,

Perdeyi kaldırıp yad etti beni.

Beşiroğlu ...

_______:

*ŞİNANAY: Fanus (Lamba)

*FİSGE: Basit fitilli petrol lambası (Şişesiz)

*BÂD: Rüzgar/yel

HÜZZAM ŞARKI

Menekşe gözlerin efkârı derin

Felâket diyorlar huyların senin

Hangi yöne baksam her şey eserin

Dikenli gülleri solmaz mı sandın

Yüksek tepelerin puslu zirvesi

Usul usul yakan yârin işvesi

Dilhûn güftelerin mahur bestesi

Garip bencileyin bulmaz mı sandın

Bitecek bu sevda giderse böyle

Sevgili sevene ederse böyle

Alnıma yazılan kaderse böyle

Cehennem ağyarla dolmaz mı sandın

Masmavi semanın zevâli esmer

Yağmuru esecek rüzgârlar besler

Zihnimi yoruyor bir garip sesler

Kargışlar yadına gelmez mi sandın

Beşiroğlu ...

Geldik Gidiyoruz

Geldik gidiyoruz her şey vesile

An bile değildir hayatın senin

Mukadder eceli acep kim bile

Ölmeden ölmeli yiğit dediğin

N'olacak diyerek düşünme sakın

Gelince bir anda elvedâ vaktin

Şah damarından da vallahi yakın

Yeisi yenmeli ümit dediğin

Bizden evvelkiler binip gittiler

Dünya hayatına kanıp gittiler

Bir masal oluben itip gittiler

Uçmağa inmeli binit dediğin

Beşiroğlu..

GÖRESİYORUM..

Yasaklar dikleşiyor gitgide

Özlüyor, 'göresi'yorum seni

Yokluğuna alışamadım azizem..

Akşam oldu işte  

Yüreğim ağardı sensizliğin sesiyle

temaşâlardayım.

Ilık bir haziran günü yine

farkında olmadan nasılda geçmiş haftalar.... yıllar,

yine bu gündü galiba,

değil mi.?

Yine bu gün de,

bu yerdeyim sevdiğim,

bir tahta masa ve iki taş blok..

ben onlara, onlar bana bakıyor

sahi ben kim'i bekliyorum..?

Ben kimi bekliyorum ki...

Bşrğl ...

YILMADIM YIKILMADIM

Yılmadım yıkılmadım uğraş telaş geldim hep

Bilmedim nankörlüğü başım dik yürümüşüm

Bir sevda ki aklımda herşeye odur sebep

Çileler manzumesi hayatı sürümüşüm

Başımda kavak yeli eser kıpraşır hala

Kırk yıl sürdü maceram düşmedim çıkmaz yola

Kalbe has geldi şimdi ondan gelen bin belâ

Ben gönül yetsiriyim kafeste çürümüşüm

Dönmez unuttu eyvah bîvefâ canan bizi

Güneşin emzirdiği gökkubbenin yıldızı

Bedenime nakşolmuş esmer tumturak izi

Aşıklar meclisinde hep edep bürümüşüm

İşreti âlem demi hanende benden berduş,

Bayram arefesinde toy müjdesiyle hamuş,

Cemre yere düşerken bana her yol dik yokuş,

Kuşanıp sabır zırhı ben kahır kürümüşüm

Beşiroğlu

BENİ...

Döndüm şimdi yerde sarı yaprağa

Sencileyin yürüt beni sat beni

Aç bîilaç nasıl geldim bu çağa

Bencileyin sürüt beni üt beni

Hasret beter yordu gayri çekemem

Sabır olsam ben kimseye dökemem

Keklik gibi kanat çırpıp sekemem

Geceleyin uyut beni yat beni

Yıllar var ki hasretinle yanarım

Kaybetmişim menendimi ararım

Olmaz ilaç onmaz derde yararım

Aceleyin kapat beni sat beni

Kulak verme benim esrik bağrıma

Dokunda bak aha şu sol sağrıma

Dört neşide eklediğim çağrıma

Heceleyin okut beni yut beni

Beşiroğlu ...

VAR GİT İSTERSEN

Merhaba diyesim yoktu bu sabah

Fır döndü fikrimi çeldi gözlerin

Ruhumu kabzetti ahsen-i günah

Cehennem nârına yeldi közlerin

Hoşça kal demeden gittiğin akşam

Neşide* yazdırdın sarmal kafiye

Sürgün etti canım şuh bir ihtişam

İnsicam kayboldu sen yoksun diye

Pul yapraklarıyla sarı papatya

Bir tutam gül ile biraz da çalba*

Dilber dudağından al benli boya

Dilimde bir bukle uşşak murabba

Elveda demeden var git istersen

Erenler bezminde sindiğin yere

Al benliğimi de sar git istersen

Cinnetin atından indiğin yere

BEŞİROĞLU..

_______:

*Neşide: Koşuk, Şiir

*Çalba: Muma benzeyen bitki.

GÜLENDAM 2

Gök yüzün pembemsi gözlerin ela

Cenneti ala mı yurdun Gülendam

Sacların boynunda ibrişim tela

Gönlüme sevdanı kurdun Gülendam

Gönül bu nazenin akmaya gerek

Maziyi büsbütün yakmaya gerek

Duyulan elemi yıkmaya gerek

Ümitsiz bir aşka sardın Gülendam

Kaşların sarınmış karaya senin

Saçların melekler taraya senin

Füsunun panzehir yaraya senin

Dinmeyen sızıyı kardın Gülendam

Parmağın incecik kuş tüyü gibi

Ruhumu yoğalttın hoş büyü gibi

Peymanda sunulan nuş suyu gibi

Ruhumda isyanı kırdın Gülendam

Gönlümü hırpalar titreyen mızrap

Sanırdım ben seni sedeften mihrap

Pas tutan dilimi eyleyip turap

Sen benim kalbimi yardın Gülendam

BEŞİROĞLU ... 25.09.2019

GÜLENDAM

Hatıran yadelde kaldı yadigâr

Pelesenktir dilde yadın gül endam

Kaşı kömür dideleri kehribar

Kara bahtım güzel kadın Gülendam

*

Kader bizi güç eyledi zar ile

Gönül niza suç eyledi har ile

Kor alevi seç eyledi nar ile

Kal dilinde kimi andın Gülendam

*

Şehla gözlerinden akan yaşların

Ok misali kıvrım hilal kaşların

Satenden esvabın şal kumaşların

Leblerine bal mı bandın Gülendam

*

Tez gelen hazanın tuzu biberi

Virane hayatın pulsuz gideri

Feleğin habire dönen çemberi

Yaman gile hal mi yandın Gülendam

*

Maşuk durur söyler sözün özünü

Yüreğinde küllenmemiş közünü

Sevmeyince arsız yarin yüzünü

Zülfüyari tel mi sandın Gülendam

*

Beşiroğlu

GİT..

Issız sokaklarda garip ahı var

Hüzün telaşımı sor da öyle git

Anılarda sevdâ güzergâhı var

Hüzzam neşidemi yor da öyle git

*

Divâne şu gönül küsmüş yaralı

Yanık yüreğimin sessiz maralı

Esrik efkârıma ilham taşralı

Onmaz yaralarımı sar da öyle git

*

Gönül hârabımı desem âleme

Yekpâre mahlûkat uyar nâleme

N'olur kıyamete kadar bekleme

Kalp hezeyanımı yar da öyle git

*

Ağyâr hasretiyle hastadır gönül

Bir busecik bana en makbul ödül

Bu son fasıldır ki, aylardan eylül

Devayı gamımı ver de öyle git

*

Lûtfedip gül bahçe kenarlarında

Veyahut Çin Maçin* hisarlarında

Kuşkonmaz Kırklardağ* civarlarında

Vuslat meskenimi kur da öyle git

Beşiroğlu ..

______:

*ÇİN MAÇİN: Bayburt Kalesi

*KIRKLARDAĞ: Bayburt Çerçiköy de 3000 rakımlı dağ..

CEMREM

CEMREM

Cemreler düşerken çoğaldı efkâr

Ne erken ağardı zülf ü siyahım

Ruhumu eylerken ol mihr-i mâhım

Dinmez gamlarıma ko değsin rüzgâr

*

Gülistan şehrime müjde mi doğdun

Laleye özenmiş nokta dudağın

Gövermiş yaprağın kocalmış dağın

Sürgit umutlarda günah mı sağdın

*

Rindler meclisinde kaval ağlamış

Değme gel sus gönül yürek virane

Sakiler çekilmiş sazlar terane

Çorak yaylalarda çoban çağlamış

*

Biçare besledin aşkî visali

Çile hanesinde her an salise

Yitik anılara yağarken çise

Artık zamanlara ibret misali

*

Sokağın ardında hayalim kaldı

Nisan yağmurları mazide vardı

Çoğu da makbüldü azı da kârdı

Cemremin yerini hod sükût aldı

Beşiroğlu ..

BALIM'A

Dilim gam içinde didelerim yaş

Tûfanlar mı kırdı dalımı benim

Usulca dokunmuş ipliğim salaş

Dost talan eylemiş yalımı benim

Gönül kan ağlıyor ah eyvah aman

Şikesttir obamız şen değil yaman

Vay ile titrerken dört telli keman

Elem sürüklüyor salımı benim

Matemler kuşattı dörtbir yanımı

Kaybettim dostumu can yaranımı

İsmiyle müsemma Necip Han'ımı

Ağıtlar diyemez halımı benim

Yanıyor yüreğim elem kederden

İnciler içinde misk ü amberden

Yoksunum gülen yüz şol kalenderden

Ne mümkün unutmak balımı benim

Sıralı gitmiyor gam u kasavet

Bu imiş demek ki baki adalet

Çalap'tan gelince o yüce davet

Dağlayıp kessinler dilimi benim

Sus Beşir sus artık söyleme yadı

Uçmağa yazıldı balının adı

Dualar eyleyip terket feryadı

Karartma al beyaz gülümü benim

Beşiroğlu .. 07.01.2021

O GECE -2-

O gece! ne kadar mahcuptu mehtap
Kristal bir sütun cam yüzün gibi
Semada parlayıp sönen afitap
Elveda bezminde son hüzün gibi

Ruhumda aşarken gölge tepeyi
Nefsimde köpüren o son celseyi
Cicim aylarında tatlı buseyi
Lutfedip verdiğin bal sözün gibi

Hayal mi gerçek mi o dem masaldı
Efsuni sözlerin nefesin baldı
O asil öyküden bana düş kaldı
Mazi ardışığı bir güzün gibi

Karabasan mıydı bezdim hülyadan
Kalkınca kıyama caydım dünyadan
Etraf desen desen flu boyadan
Bulutla kaplanan gündüzün gibi

Duygular şahlandı su seldi sanki
Titreyen gönlüme yaz geldi sanki
Kalbime pervane bir yeldi sanki
Yüreğim dağlayan kor közün gibi

Beşiroğlu ... (O GECE - 2)

Hilal Ebrûlerın

Hilal ebrûlerın sürmeli yaydan
O gözler.. gözler ki, güzeldir aydan
Asalet yakıyor sarsıldı meydan
Dilberler içinde servi hıraman.

Mehyüzün çepçevre bindallı güller
Gövermiş bezenmiş sarı laleler
Gülçehre tahtında müjgân haleler
Endamı gümüş ten gözleri fettan

Gülistanda şaşkın neylesin bülbül
Dikenli har ile ağlıyor sümbül
Bostana erişti rengârenk eylül
Umudu tüllendi sarardı hazan

Ah gönül sızlanma biter bu telaş
Öykünme dur hele duyar bir sırdaş
Kalbini teskin et ruhunla bağdaş
Bir sebep halkeder iste Mevlâdan.

Beşiroğlu |

SEFER VAR

Te şurada yerde galdı izlerim

Candan eziz muğber* eğik çeper var

Urup urup yaşla dolar gözlerim

Bu beçare ten de bülsen neler var

*

Göresmişem içerimden intibah

Hangi vahıt doğacaktır o sabah

Tutki benim elimde var bir silah

İşler başa düştügünde sefer var

*

Yorğun gelbim uçun uçun çırpıyor

Üregimde hezeyanlar artıyor

Umut bitti zaman sabır kırpıyor

Daha neçe gözlenecek seher var

*

Goyun beni şol cihana haykıram

Ateş olup mahkurtlara höykürem

Çöllenmiş mi ocahlarım yer kürem

Şen tutaram çoğ ürehte cevher var

*

Beşiroğlu halın deyip ganarsan

Hayalların mahna bulup anarsan

Umut verip bizi nâle* salarsan

Yılkı binit üzerinde erler var

Beşiroğlu ...

___:

*Muğber: Küskün

*Nâle: İnilti

YA EV DE VARSAN..?

Elvedâ demeye kapına vardım
Yüzüm kızarıyor.. ya ev de varsan
Esrik yüreğime cesaret sardım
Cehtim azalıyor ya ev de varsan

Kendimi toplayıp yüzüne baksam
Zarif kollarınla tenimi sarsan
Düğmeye basıpta lambayı yaksam
Vehmim çoğalıyor.. ya ev de varsan

Hayali bile zor karşında dursam
Beni şad eyleyip bala batırsan
Bahçeden içeri başımı vursam
Ruhum yoğalıyor.. ya ev de varsan

Eynim pırtık olmuş saçlarım belik
Ne olur bir lahza derdimi sorsan
Sözlerin arsenik kirpiğin çelik
Kalbim daralıyor.. ya ev de varsan

Affetim diyerek gel bana desen
Öfkeni dindirip sımsıkı sarsan
Yanaşıp yanıma bir buse versen
Gözüm kararıyor.. ya ev de varsan

Beşiroğlu .. 10.10.2020

AKŞAMÜSTÜ

AKŞAMÜSTÜ

Bakma gözlerime köşeden gizli
Beni hayallere sal akşamüstü
Gözleri zeytûnî kahve pekmezli
Beyhût içsellerde kal akşamüstü

Ruhunun teskini dilimde saklı
Sarmal neşideli emsal uyaklı
Çile hasret aşkî gurbet ayaklı
Şu öksüz gönlüme dal akşamüstü

Seneler geçti hep bize sormadan
Yapraklar döküldü cama vurmadan
Zavallı aklımı fazla yormadan
Çek anılarıma şal akşamüstü

Sonbahar mevsimi serim kırlaştı
Zevâlin güncesi cana bulaştı
Bülbüller barıştı gülle dolaştı
Şu salaş kapımı çal akşamüstü

Gel bana sevgili gaflete dalma
Grup aştı sevdâm meşke geç kalma
Aklımı zay edip yadele salma
Düştüğüm elemi al akşamüstü

Beşiroğlu ..

DUYDUN MU BABA

Bî baht olmak için eski mereği
Üç kuruş paraya sedef tereği
Dededen yadigâr meşe küreği
Sattık hepisini duydun mu baba

Sabırla kurduğun kırman tavanın
Saman eklediğin çamur sıvanın
Bir ömür verdiğin sıcak yuvanın
Yıktık yapısını duydun mu baba

Bostanına gülle sümbül ektiğin
Etrafına taze fidan diktiğin
Hepen yamacına toprak çektiğin
Yaktık kapısını duydun mu baba

Torunların geldi miras paylaştı
Üç god arpa için üç gün savaştı
Jandarma el aman köye ulaştı
Verdik tapusunu duydun mu baba

Malı emlâkini hovarda yedik
Senin hayalinin içine ettik
Ne haya ne insaf ne izan bildik
Zübük sıpasını duydun mu baba

Beşiroğlu ... 05.10.2020

EY DİL..!

Yaşam yumağımın şu son telinde
Halimi sormazsan yazıklar olsun

Kesret sunağının zulum ilinde
Zalimi yormazsan yazıklar olsun

Zulumat yapanın hep ensesinde
Tesisat kuşanıp haydut peşinde
Yaranın dönünce yolun başında
Hamını vurmazsan yazıklar olsun

Hakikat marifet diye gidenin
Müsavat deyince ani itenin
Menfaat yerinde derhal bitenin
Belini kırmazsan yazıklar olsun

Yiğitler ahvâli bitap harabe
Vehimler yürekte oynar körebe
Fırsatı ganimet bilen akrebe
Belasın vermezsen yazıklar olsun

Ülkünü ruhunda göndere çekip
Türkümü ahenkle efkâra deyip
Musibet olanın kalbini delip
Yerlere sermezsen yazıklar olsun

Beşiroğlu .. 16.09.2020

TANYERİ AĞARDI

Tanyeri ağarıp sindi şafaktan
Şıp diye bir damla düştü saçaktan
Dede efendiden ağır aksaktan
Eller kınalıyı aldı kaçaktan
Ruhuna hoş gitti hususi anlar
"Sürmeli benli"yle geçti zamanlar 

Gönlünü peyledi bir yandan çarklı
Bu demde közde çay gerçekten farklı
Geceye uygundu türkü firaklı
Enfûsi çehresi hoş tumturaklı
"Gülki güller açsın", o gül yüzünde
Mestane yürürken "Çil çil" düzünde

Düşünce aklına hoş gülmeceler
Dilinde yükselen salaş heceler
Ruhunu sararken ham bilmeceler
Şair Abdi der ki: harap geceler
"Hûri misin afet yoksa beşer mi"
Serin yüreğine çiy den düşer mi

Umudu tekledi o köhne handa
Bir sızı hissetti aha sol yanda
Sayılı günleri çelimsiz canda
Depreşti dilinde uşşak meyanda
Oturup çağladı kendi kendine
Dehrini bağladı bendi bendine.. 

Beşiroğlu .. 21.09.2020

OLMAZ

-Şair Sümmani'yle... Kabri Nur,

Mekânı Cennet Olsun-

Ey gönül gel şimdi mevziden çıkma

Bîmekân kalandan bahtiyar olmaz

Tez geldi diyerek hazandan bıkma

Sen gibi turfandan* ihtiyar olmaz

Mazlûmun yanında zalime inat

Bir kartal misali açıver kanat

Böylesi bir hüner en beliğ* sanat

Muhannet nadandan sana yâr olmaz

Düşte gör gayyanın* sefih* halini

Sorumsuz yaşamın pürmelâlini*

Bulsan da âdemin en kemâlini

Hamasi irfandan itibar olmaz

Düşürme dilinden ilânihâye

Bin yıllık vatanda en ulvi gaye

Adalet müsavat hakkı tutmaya

Tahkiki imandan dünya dar olmaz

Alaka duy hür irfanın sözüne

Sok bilgiyi ükelânın gözüne

Titreyipte gel kendine özüne

Hormonlu kelâmdan dil kibâr olmaz

Cürmüne düşürme ateşe varın

Bir anda tutuşup yansa da kârın

Mutlaka bey olur evlâdın yarın

Neron'dan barondan şehriyar olmaz

Beşiroğlu ...

***

______:

TURFAN: D. Türkistanda tarihi bir şehir, yeni/taze, çift kulplu testi,

GAYYA: Çukur, cehennem,

SEFİH: Alçak, berbat,

PÜRMELÂL: Hüzün hali, üzüntülü,

ŞEHRİYAR: Padişah, Hükümdar, Melik, Vali, Emir,