İNCEDEN İNCE

(Erzurumlu (Bayburt) Emrah ile muhabbet)

Küllenen yaramı kim açar benim

Tüllenir bu demde inceden ince

Ümidim zay olmuş pek nâçar hâlim

Gam tüter bahçemde inceden ince

*

Bismillah ille hû çıkmışım yola

Pîrimden bir medet müyesser ola

Hicranlar mevsimi vermiyor mola

İntizar içimde inceden ince

*

Hicranın mevsimi geldi mi deme

Ruhunu acıtıp yakar hengâme

Gül için andelip girer mateme

Öter penceremde inceden ince

*

Elemler gönülde esrik hezeyan

Nerede o eski neşe heyecan

Yürekte yoğalıp tüterken duman

Söner hançeremde inceden ince

*

Celali Hicrani Zihni yerdeşim

Sırrına muttali yağız kardeşim

Yunus'tan muhavver kadim dervişim

Uzar şeceremde inceden ince

*

Beşir Emrah üstad söyleşti kanda

Bir koşma dilledik aynı zamanda

Hazzına doymadık bitti bir anda

Naçar naziremde inceden ince

BEŞİROĞLU

 

GAMLANMA

Gamlanma kasevet bitmiyor diye,

Nevbahar gelince açar laleler,

Zamanla bu devran döner maviye

Gün doğar toprağa iner jaleler

Sonbahar peşrevi ah şu karakış

Uzun geceleri hüzün taramış,

Ömrünü kısalttı ağyarla yarış

Dem olur gönülde uçar haleler

Aslında güç değil zorlaştıran var

Hayatı zehredip morlaştıran var

Üç günlük dünyayı horlaştıran var

Hırsına sahip ol geçer nâleler

Bu gün isyanına sebep olanlar

Haramla israfla hayat bulanlar

Gündemi güncesi yalan dolanlar

Tanrıdan gün olur bulur belâlar

Sus gönül sızlanma ham zemindesin

Zay etmiş imkânı kâm cemindesin

Maskeli baloda tam demindesin

Sabreyle demâdem biter çileler

BEŞİROĞLU (GAMLANMA)

____:

JALE: Çiy, kırağı.

AĞYAR: dost olmayanlar, yabancı kimseler, eller.

HALE: Huzme, dairemsi ışık, helezon.

NÂLE: Feryat/figan, inilti, sızlanma.

DEMÂDEM: Vakit, zaman.. an be an.

KALMADI

İsyan edeceğim herkesten erken

Bühtanımı anlar izan kalmadı

Çekip gideceğim yâd ellere ben

Günü yaylayacak kazan kalmadı

*

Çaşıtları döğe döğe büyüdük

Albayrağı öğe öğe büyüdük

Kem gözlere söğe söğe büyüdük

Efkâr anlatacak yazan kalmadı

*

Ne had bilir ne de hakikat sefil

Dilinde kemik yok üstelik gafil

Ezbere konuşur hem ebleh cahil

Hakkı söyleyecek ozan kalmadı

*

Elleri koynunda sızlanır durur

Sefâlet el ele başbaşa yürür

Düşler sakağında ayağın sürür

Huzur sağlayacak mizan kalmadı

*

Fikre sığmayacak peşler düşündüm

Zikre uymayacak düşler düşündüm

Başa gelmeyecek işler düşündüm

Dilim dağlayacak suzan kalmadı

Beşiroğlu (KALMADI)

_______;

İZAN: Anlayış, duyuş..

EBLEH: Alık, aptal, budala, akılsız, ahmak.

SUZAN: Yakan, yakıcı, ateşli