Tanrıdan reva mıdır mazlumun ah dilinde
Yeis fırtınasıyla naçar düştü memleket
Kandiller söndürülmüş erenler mahfilinde
Ne güzel insanlar.. ki, yüzleri ayet ayet
*
Dilin iştiyakıyla yüreği yanıkların
Öfkesi çekilecek taş değirmen yanında
Ezel ebede kadar tarihe tanıkların
Cihada hazır durur pusatları kınında
*
Geçilmez bronz dağlar yufka yüreklilerle
Ormanı yakılsa da yürür bir ulu çınar
Dokuz boğumlu dehliz zehir zemberek şerle
Yetimlerin ahıyla âleme rahmet yağar
*
Cennet ile müjdeli ak sakallı beylerle
Buzul zirveler düşer.. ne ki! dumanlı dağlar
Kutsal arkaik dava dervişân-î veylerle
Ruhuna teskin olur kalbe ipekten ağlar
*
Başı boranlı zirve baskın efkârın yeli
Kırk dağ şehitlerinin adsız uca makberi
Bir leyle-i kadirde göğe uzanan eli
Sahipsizin sahibi çevirmez Çalap geri
*
Selamet bulsun elbet bu garabet bu isnat
Bu ne habis nekâhat zehir oldu akşamlar
O'cu, bu'cu, bu fetret.. yetti! bu sefil inat
Düştüğü dil de yansın şehevi ihtişamlar
*
Es göğsüme hız ile sinemi delen rüzgâr
En kesif gecelerde, "nenni" diyen altun ay
Kahramanlardan bize cennet vatan yadigâr
Şehit hıyabanları nurdan anıt bir saray
BEŞİROĞLU (Yüzleri Ayet Ayet)